باب
بيان نقصان
الإيمان
بالمعاصي،
ونفيه عن المتلبس
بالمعصية،
على إرادة نفي
كماله
24- MASİYETLERLE
İMANIN EKSİLMESİ, MASİYET İŞLEMEKTE OLANDAN İMANIN -KEMALİNİN OLMAYACAĞI
KASTIYLA- NEFYEDİLMESİNİ BEYAN BABI
100 - (57) حدثني
حرملة بن يحيى
بن عبدالله بن
عمران التجيبي.
أنبأنا ابن
وهب. قال:
أخبرني يونس
عن ابن شهاب.
قال: سمعت أبا
سلمة بن
عبدالرحمن
وسعيد بن
المسيب يقولان:
قال أبو
هريرة: إن
رسول الله صلى
الله عليه وسلم
قال: "لا
يزني الزاني
حين يزني وهو
مؤمن. ولا
يسرق السارق
حين يسرق وهو
مؤمن. ولا
يشرب الخمر
حين يشربها
وهو مؤمن". قال
ابن شهاب:
فأخبرني عبدالملك
بن أبي بكر بن
عبدالرحمن؛
أن أبا بكر
كان يحدثهم
هؤلاء عن أبي
هريرة. ثم
يقول: وكان
أبو هريرة
يلحق معهن
"ولا ينهب
نهبة ذات شرف،
يرفع الناس
إليه فيها
أبصارهم، حين
ينتهبها، وهو
مؤمن".
[:-200-:] Bize Harmele b. Yahya b.
Abdullah b. İmran et-Tudbi tahdis
etti, bize İbn Vehb
bildirdi, bana Yunus, İbn Şihab'dan
şöyle dediğini haber verdi. Ebu Seleme b. Abdurrahman ve Said b. el-Müseyyeb'i şöyle derken dinledim: Ebu Hureyre dedi ki: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
şöyle buyurdu:
"Zina
eden, zina ettiği zaman mümin olarak zina etmez. Hırsızlık yapan, hırsızlık
ettiğinde mümin olarak hırsızlık yapmaz. İçki içen, onu içerken mümin olarak
içmez. "
İbn Şihab
dedi ki: Bana Abdulmelik b. Ebi
Bekr b. Abdurrahman'ın
haber verdiğine göre Ebu Bekr
kendilerine bunları Ebu Hureyre'den
diye tahdis ediyor sonra da şöyle diyordu: Ebu Hureyre bunlarla birlikte
şunları da ekliyordu:
"İnsanların
gözlerini kaldırıp, değer verdikleri kıymetli bir şeyi de yağmaladığı zaman,
mümin olarak herhangi bir şeyi de yağmalamaz. "
Diğer tahric: Ebu Selemee
ve Said b. el-Müseyyeb
hadisini: Buhari, 5578; Tuhfetu'l-Eşraf,
13329, 15320; Ebu Bekir'in hadisini: Buhari, 2475,6772; İbn Mace, 3936; Tuhfetu'lEşraf,
13209, 14862, 15218
AHMED D. İZAHI İÇİN buraya tıklatın
101 - (57) وحدثني
عبدالملك بن
شعيب الليث بن
سعد. قال:
حدثني أبي عن
جدي، قال:
حدثني عقيل بن
خالد. قال: قال
ابن شهاب:
أخبرني أبو
بكر بن عبدالرحمن
بن الحارث بن
هشام، عن أبي
هريرة؛ أنه
قال: إن رسول
الله صلى الله
عليه وسلم قال: "لا
يزني الزاني"
واقتص الحديث
بمثله. يذكر
مع ذكر
النهبة. ولم
يذكر ذات شرف.قال
ابن شهاب:
حدثني سعيد بن
المسيب وأبو
سلمة بن
عبدالرحمن،
عن أبي هريرة،
عن رسول الله
صلى الله عليه
وسلم. بمثل
حديث أبي بكر
هذا. إلا النهبة.
[:-201-:] Bana Abdulmelik b. Şuayb b. Leys b. Sa'd tahdis
edip dedi ki: Bana babam dedemden tahdis etti dedi
ki: Bana Ukayl b. Halid tahdis edip dedi ki: İbn Şihab dedi ki: Bana Ebu Bekr b. Abdurrahman b. Haris b. Hişam'dan Ebu Hureyre'
den şöyle dediğini haber verdi: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Zina
eden, zina etmez" buyurdu ve hadisi aynen nakletti. Yağmayı da zikretmekle
birlikte "değerli şey" ibaresini zikretmedi.
İbn Şihab
dedi ki: Bana Said b. el-Müseyyeb
ve Ebu Selemee b. Abdurrahman, Ebu Hureyre'den tahdis etti. O Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den
Ebu Bekr'in rivayet ettiği
bu hadisi aynen -yağma dışında- rivayet etti.
102 - (57) وحدثني
محمد بن مهران
الرازي. قال:
أخبرني عيسى
بن يونس.
حدثنا
الأوزاعي، عن
الزهري، عن
ابن المسيب
وأبي بكر بن
عبدالرحمن بن
الحارث بن
هشام، عن أبي
هريرة، عن
النبي صلى
الله عليه
وسلم. بمثل
حديث عقيل، عن
الزهري، عن
أبي بكر بن
عبدالرحمن، عن
أبي هريرة. وذكر
النهبة. ولم
يقل: ذات شرف.
[:-202-:] Bana Muhammed b. Mihran er-Razi de tahdis edip dedi ki: Bana
İsa b. Yunus haber verdi. Bize el-Evzai, ez-Zührl'den tahdis etti. O İbnu'l-Müseyyeb,
Ebu Selemee ve Ebu Bekr b. Abdurrahman
b. Haris b. Hişam'dan, o Ebu
Hureyre'den, o Nebi (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'den, Ukayl'in
ez-Zührl'den, onun Ebu Bekr b. Abdurrahman'dan, onun Ebu Hureyre'den diye rivayet ettiği hadisi aynen
rivayet etti ve yağmayı sözkonusu etmekle birlikte
"değerli" ibaresini söylemedi.
Diğer tahric: İbnu'l-Müseyyeb ve Ebu Selemee'nin rivayet ettikleri hadisi Müslim yalnız başına
rivayet etmiştir; Tuhfetu'l-Eşraf, 13191, 15202. Ebu Bekr'in rivayet ettiği
hadisin tahric bilgisi ise 200 ile aynı
103 - (57) وحدثني
حسن بن علي
الحلواني.
حدثنا يعقوب
بن إبراهيم.
حدثنا
عبدالعزيز بن
المطلب عن
صفوان بن
سليم، عن عطاء
بن يسار، مولى
ميمونة،
وحميد بن
عبدالرحمن،
عن أبي هريرة،
عن النبي صلى
الله عليه
وسلم.
[:-203-:] Bana Hasan b. Ali el-Hulvani de tahdis etti. Bize Yakub b.
İbrahim tahdis etti. Bize Abdulaziz
b. el-Muttalib, Safvan b. Suleym'den tahdis etti. O Meymune'nin azatlısı Ata b. Yesar'dan
ve Humeyd b. Abdurrahman'dan,
o Ebu Hureyre'den, o Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den
diye rivayet etti.
Yalnız
Müslim rivayet etmiştir; Tuhfetu'l-Eşraf, 14740
حدثنا
قتيبة بن
سعيد. حدثنا
عبدالعزيز
(يعني الدراوردي؟؟)
عن العلاء بن
عبدالرحمن،
عن أبيه، عن
أبي هريرة، عن
النبي صلى
الله عليه
وسلم. ح
حدثنا
محمد ابن
رافع. حدثنا
عبدالرزاق.
أخبرنا معمر
عن همام بن
منبه، عن أبي
هريرة، عن النبي
صلى الله عليه
وسلم. كل
هؤلاء بمثل
حديث الزهري.
غير أن العلاء
وصفوان بن
سليم ليس في
حديثهم "يرفع
الناس إليه
فيها
أبصارهم" وفي
حديث همام
"يرفع إليه
المؤمنون
أعينهم فيها
وهو حين
ينتهبها مؤمن"
وزاد "ولا يغل
أحدكم حين يغل
وهو مؤمن. فإياكم
إياكم".
[:-204-:] Bize Kuteybe b. Said de tahdis etti. Bize Abdulaziz -yani ed-Deraverd'i-
Ala b. Abdurrahman'dan tahdis
etti. O babasından, o Ebu Hureyre'den,
o Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den
(H) Bize Muhammed b. Rafi' de tahdis
etti, bize Abdurrezzak tahdis
etti, bize Ma'mer, Hemmam
b. Münebbih'ten bildirdi. (l/77a) O Ebu Hureyre'den,
o Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den
(diye rivayet etti). Bunların hepsi de ez-Zühr'i'nin
hadisinin aynısını nakletti. Ancak Ala ve Safvan b. Suleym'in hadisi rivayetlerinde "insanların gözlerini
kaldırıp baktıkları bir şeyi o yağmalarken mümin olarak" ibaresi yer
almakla birlikte "sizden herhangi bir kimse ganimetten bir şey çalınca
mümin olarak çalmaz. Bundan sakınabildikçe sakının" ibarelerini de ekledi.
Yalnız
Müslim rivayet etmiştir; Tuhfetu'l-Eşraf, 14056
104
- (57) حدثني
محمد بن
المثنى. حدثنا
ابن أبي عدي،
عن شعبة، عن
سليمان، عن
ذكوان، عن أبي
هريرة؛ أن النبي
صلى الله عليه
وسلم قال: "لا
يزني الزاني
حين يزني وهو
مؤمن. ولا
يسرق حين يسرق
وهو مؤمن. ولا
يشرب الخمر
حين يشربها
وهو مؤمن.
والتوبة
معروضة بعد".
[:-205-:] Bana Muhammed b. el-Müsenna tahdis etti. Bize İbn Adiyy, Şube' den tahdis etti. O
Süleyman' dan, o Zekvan'dan, o Ebu Hureyre' den rivayet ettiğine göre Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
şöyle buyurdu:
"Zina
eden kimse, zina ettiği zaman mümin olarak zina etmez. Hırsızlık yapan bir
kimse, bir şey çaldığı zaman mümin olarak çalmaz. İçki içtiği zaman, mümin
olarak onu içmez. (1/77b) Bununla beraber tövbe etmek imkanı
da vardır. "
Diğer tahric: Buhari, 6425; Nesai, 4886; Tuhfetu'l-Eşraf,
12395
A.DAVUDOĞLU
AÇIKLAMA: «Tevbe henüz mavuzdur.» yani Allah Teala
kullarının gerek kendi nefislerine gerekse şeytanın iğvalarına
karşı za'flarını bildiği için asilere bir rahmet
olmak üzere tevbeyi kendilerine arzetmiştir.
Onları battıkları günah deryasından kurtaracak çare budur;
ve hala meşru'dur. Can boğaza gelmedikçe yapılan tevbenin
kabul olunacağına ulema ittifak etmişlerdir. Nitekim bu babta
hadis de vardır.
Tevbe, edilen günaha pişman
olmaktır. Tevbenin üç rüknü vardır
:
1- Günahı işlemekten vazgeçmek;
2- Yaptığına pişmak
olmak;
3- Bir daha o günahı işlememeye azmetmek.
Bir kimse bir günahından dolayı tevbe eder de sonra o günahı tekrar işlerse tevbesi batıl olmaz. Bir günahı işleyip dururken başka bir
günahı için tevbe etmek de caiz ve sahihtir. Ehl-i sünnetin mezhebi budur.
105 - (57) حدثني
محمد بن رافع.
حدثنا عبدالرزاق.
أخبرنا سفيان
عن الأعمش، عن
ذكوان، عن أبي
هريرة، رفعه،
قال "لا يزني
الزاني" ثم
ذكر بمثل حديث
شعبة.
[:-206-:] Bana Muhammed b. Rafi de tahdis etti. Bize Abdurrezzak tahdis etti. Bize Süfyan, A'meş'den bildirdi. O Zekvan'dan,
o Ebu Hureyre'den hadisi merfu olarak rivayet etti ve: "Zina eden zina
etmez" diyerek sonra da hadisi Şube'nin hadisi rivayet ettiği şekilde
aynen zikretti.
Yalnız
Müslim rivayet etmiştir; Tuhfetu'l-Eşraf, 12383
NEVEVİ ŞERHİ (200-206):
Bu bapta (200) "Zina eden zina ettiği zaman
mümin olarak zina etmez ... " hadisi yer
almaktadır. (204) öbür rivayette ise: "Sizden herhangi bir kimse
ganimetten çalarken mümin olarak çalmaz." (205) diğer rivayette: "Tevbe etmek imkanı da vardır"
buyurulmaktadır.
Mümin Olarak
Haram İşleyenin Durumu
Bu hadis, ilim adamlarının anlamı hususunda
ihtilaf ettikleri hadislerdendir. Muhakkiklerin söyledikleri sahih görüşe göre
anlamı da şudur: Mümin bu gibi masiyetIeri imanı kamil olduğu halde işlemez. Bu hadis bir şeyin nefy edilmesi (yokluğu) maksadıyla kullanılmakla birlikte,
onun kemalinin ve seçkin halinin nefyedilmesinin kastedildiği lafızlardandır.
Nitekim faydalı olandan başka ilim yoktur, devenin dışında mal yoktur. Ahiret hayatı dışında yaşamak yoktur demek de bunun
gibidir.
Bizim sözünü ettiğimiz şekilde bu hadisi tevil
edişimizin sebebi Ebu Zerr'in
ve başkalarının rivayet ettikleri: "La ilahe illal/ah
diyen cennete girer. Zina etse de, hırsızlık yapsa da" hadisi ile Ubade b. es-Samit (radıyaııahu anh)'ın sahih ve meşhur olan şu hadisidir: Ashab
O'na (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
hırsızlık yapmamak, zina etmemek, emirlere karşı gelmemek (isyan etmemek) ... üzere bey' at ettiler. Allah Rasulü
daha sonra kendilerine şöyle buyurdu: 'f\ranızdan bu bey'atine eksiksiz riayet edenin mükdfatını
vermek Allah'a aittir. Ama kim bu yasaklardan herhangi birisini işleyip de
dünyada cezalandırılacak olursa, o, o günahına kefaret olur. Kim bunlardan
birisini yapmakla birlikte cezalandırılmayacak olursa, onun işi de yüce Allah'a
kalır. Dilerse onu affeder, dilerse onu cezalandırır."
İşte bu iki hadis ve sahihteki diğer benzerleri
ile birlikte aziz ve celil Allah'ın da: "Doğrusu Allah kendisine şirk
koşulmasını mağfiret etmez, ondan başkasını da dilediğine bağışlar." (Nisa,
48) buyruğu ile birlikte bunların yanında hak ehlinin zina edenin de, hırsızlık
yapanın, katilin ve şirkin dışında diğer büyük günah sahiplerinin bu sebeple kafir olmayacakları üzere iemaları
da vardır. Aksine bunlar imanı eksik müminlerdir. Tövbe ederlerse (uhrevi)
cezaları düşer. Şayet büyük günahları üzerinde ısrar ederek ölürlerse Allah'ın meşieti a1tındadırlar. Yüce Allah dilerse onları affedip,
doğrudan onları cennete koyar, dilerse onları azaplandırdıktan
sonra cennete koyar. İşte bütün bu deliller bizim bu hadisi ve benzerlerini
tevil etmeye bizi mecbur etmektedir.
Diğer taraftan bu tevil dilde gayet açık, uygun
ve çokça kullanılan bir usuldür. Zahiren birbirleriyle çelişen iki hadis gelmiş
ise bu iki hadisin bir arada telif edilmeleri gerekmektedir. İşte burada böyle
iki hadis gelmiş bulunuyor. O halde bunların telifi kap eder, biz de bunları
telif etmiş bulunuyoruz.
Bazı ilim adamları bu hadisi şeriatta haram
kılındığının delilinin varid olduğunu bilmekle
birlikte onu helal kabul ederek bu işi yapan kimseler hakkında
yorumlamışlardır.
Hasan ve Ebu Cafer
Muhammed b. Cerir et-Taberi
dedi ki: Hadisin anlamı Allah'ın dostlarına ad olarak verilen ve övmek
maksadıyla kullanılan mümin isminin ondan alınacağı ve bunun yerine yerilme
anlamındaki bir ismi hak edeceği şeklindedir. (Mü'min
yerine) hırsız, zani, günahkar
ve fas ık denilir.
İbn Abbas (radıyaııahu anh)' dan nakledildiğine göre kendisinden imanın nuru çekilip
alınır. Bu hususta merfu bir hadis de bulunmaktadır.
Mühelleb dedi ki: Yüce Allah'a
itaat yolundaki basireti ondan alınır. ezZührı ise bu
hadise ve benzerlerine iman edileceğine ve geldikleri gibi kabul edileceklerine
anlamları hususunda dalınmaması gerektiğine ve bizim bunların anlamlarını
bilemeyeceğimize kanaat getirmiş ve: Bu hadisleri sizden öncekiler nasıl
geldikleri gibi kabul etmişlerse siz de öylece kabul ediniz, demiştir.
Hadisin anlamı ile ilgili olarak sözünü ettiğim
ve pek güçlü olmayan daha başka açıklamalar da yapılmıştır. Hatta bunların bir
kısmı yanlıştır. Bu sebeple onları ele almadım. Hadisin tevili ile ilgili
sözünü ettiğim bütün bu görüşler ihtimal dahilindedir
ama hadisin anlamı ile ilgili olarak doğru olan ilk olarak aktardığımız
açıklamadır. Allah en iyi bilendir.
(200) Vehb'in: Bana
Yunus, İbn Şihab' dan haber verdi. .. "Mümin
olarak zina etmez" hadisi ile (daha sonra gelen) "İbn
Şihab dedi ki: Bana Abdulmelik
b. Ebu Bekr b. Abdurrahman'ın haber verdiğine göre ...
" Bu sözlerinden açıkça anlaşılan "yağma yapmaz ...
" sözleri peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in sözlerinden değildir. (2/42) Bu Ebu Hureyre (r.a.)'a mevkuf, ona
ait bir sözüdür. Fakat bir başka rivayette ise bunun Nebi (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in sözünden olduğuna dair delil de
gelmiş bulunmaktadır.
Şeyh Ebu Amr b. es-Salah (rahimehullah) bu
hususta güzel açıklamaları bir araya getirerek şöyle demiştir: Ebu Nuaym, el-Muharrac
ala Kitabi Müslim (rahimehullah) adlı eserinde Hemmam b. Münebbih yoluyla bu hadisi tahriç
etmiştir. Onda: "Nefsim elinde olana yemin ederim ki sizden biriniz bir yağma
yapacak olursa ... " ifadesi yer almaktadır ki,
bu da bu ibarenin açık bir şekilde Nebi (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)' e ref
edildiğini ortaya koymaktadır. İşaret edeceğimiz Buhari'nin
rivayeti Ebu Nuaym'ın bu
rivayetini gereksiz kılmamaktadır. Buhari bu hadisi Leys yoluyla Müslim'in kendisinden zikretmiş olduğu bu isnad ile rivayet etmiş olup, bu rivayette
"yağma" "Rasfılullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
buyurdu" sözünden sonra araya "Ebu Hureyre onlarla birlikte bunu da katardı" ifadesini
sokuşturmadan, doğrudan ona atfederek zikretmiş bulunmaktadır.
Esasen Müslim (rahimehullah)'ın: "Sonra hadisi yağmayı sözkonusu
ederek zikretti ama "değerli" ibaresini zikretmedi" sözünden
kastı da budur. Yağma ile ilgili ifadelerin Nebi (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in sözü olduğuna delil getirirken
bu kadarıyla yetinmemiştir. Çünkü bu rivayet hadisin ravilerinden
birisinin sözü olarak müdrec olarak da sayılabilir.
Bunun için de araya "Ebu Hureyre
bunlarla birlikte ... de
katardı" ifadesini koyarak rivayeti nakledenlerin sözlerini de delil
gösterebilir. Ancak Ebu Nuaym'in
rivayeti hakkında böyle bir ihtimal sözkonusu
olmamaktadır. İşte bununla Ebu Bekr
b. Abdurrahman'ın: "Ebu
Hureyre onlarla birlikte ...
de katardı" sözlerinin anlamının kendiliğinden
değil de Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)' den rivayetle sürdürdüğü
anlamındadır. Ebu Bekr'in
bunu özellikle bu şekilde sözkonusu etmesi ise
kendisinden başkalarının bunu rivayet ettiğine dair ona bilgi ulaşmasından
dolayıdır. Bunun delili de Müslim (rahimehullah)'ın bu hadisi Yunus ve Ukayl'in İbn Şihab'dan, o Ebu Selemee'den diye (200 ve 201)
rivayeti ile İbnu'l-Müseyyeb'in,
Ebu Hureyre'den yağmayı sözkonusu etmeksizin rivayeti delil olmaktadır. Ayrıca Ukayl'in rivayetinde İbn Şihab'ın yağmayı Ebu Bekr b. Abdurrahman'ın
kendisinden rivayetle zikrettiği gibi Yunus'un, Abdulmelik
b. Ebu Bekr'den, onun Ebu Hureyre'den rivayetinde de
bunu zikretmektedir. Böylelikle o bunu kendi oğlundan, o Ebu
Hureyre' den işitmiş sonra da ondan bizzat işitmiş
gibidir.
Müslim (rahimehullah)'ın: "Ve hadisi nakletti. Yağmayı sözkonusu
etmekle birlikte zikretti." Bu şekilde "zikretti" fiili zamir
kullanmaksızın kaydedilmiştir. (2/43) Bu durumda ya onu kastetmekle birlikte
hazfetmiştir denilir yahut "zikretmek" fiili meçhul (edilgen) bir fiil olarak halolmak
üzere okunur. Yani hadisi yağmayı zikretmekle birlikte sözkonusu
ederek anlattı, demek olur. Şeyh Ebu Amr İbnu's-Salah (rahimehullah)'ın sözleri burada
sona ermektedir. Allah en iyi bilendir.
"Zatu Şeref:
Değerli" ibaresi bilinen rivayetteki şekliyle ve elden ele dolaşan meşhur
asıllarda böyledir. Kadı Iyaz (rahimehullah)
da Müslim'in bütün ravilerinden bunu böylece
nakletmiştir. Pek değerli, değeri büyük anlamındadır. İnsanların başlarını
kaldırarak (önemsedikleri için) kendisine bakıp göz diktikleri mal anlamında
olduğu da söylenmiştir. Kadı Iyaz ve başkaları
-Allah'ın rahmeti üzerine olsun- dedi ki: Bunu İbrahim el-Harbi (şeref
kelimesinde şın yerine) sin ile rivayet etmiştir.
Şeyh Ebu Amr dedi ki:
(2/44) Bazıları Müslim'in kitabında bunu böylece kaydetmiştir. Bu da pek
değerli, değeri büyük demektir. Allah en iyi bilendir.
Tövbe Zamanı
ve Şartları
"Bundan sonra tövbe imkanı
da vardır" buyruğunun anlamı açıktır. İlim adamları (r.a.um) icma ile hadis-i şerifte geldiği gibi gargara hali (ruhun
alınması esnasındaki hırıltı)ne gelinmedikçe tövbenin kabul edileceğini ifade
etmişlerdir.
Tövbenin üç temel şartı vardır. Masiyetten vazgeçmek, onu yaptığına pişman olmak ve bir
daha ona dönmemeyi kesin olarak kararlaştırmak. Bir günahtan tövbe ettikten
sonra tekrar o günaha dönecek olursa tövbesi geçersiz olmaz. Bir başka günah
işlemekle birlikte bir günahtan tövbe edecek olursa o tövbesi de sahih olur.
Hak ehlinin kanaati budur. Her iki meselede de Mutezile bu hususta farklı
kanaattedir. Allah en iyi bilendir.
Kadı Iyaz (rahimehullah) dedi ki: Bazı ilim adamları bu hadiste sözü
edilen masiyetIerle bütün masiyet
türlerine dikkat çekilip, onlardan sakındırdığına işaret etmişlerdir. Zina ile bütün şehevi isteklere dikkat çekmiş, hırsızlık ile
dünyaya rağbet ve harama tutkuya, içki ile yüce Allah'ın yolundan alıkoyan ve
onun haklarından gafil olmayı gerektiren her bir şeye, belirtilen şekilde yağma
yapma ile yüce Allah'ın kullarını hafife alıp, onlara gereken değerin
verilmesinin terk edilmesine, onlardan utamlmamasına,
dünyalık her bir şeyin doğru olmayan yoldan elde edilmesine uzak kalınması
gerektiğine dikkat çekilmiştir. Allah en iyi bilendir.
İsnad ile ilgili olarak
söyleneceklere gelince, senette Harmele et-Tucibi, Ukayl, lbn Şihab'dan ve ed-Deraverdi de geçmektedir. ed-Deraverdi ile ilgili açıklamalar da "la ilahe illaIlah deyinceye kadar insanlarla savaşmanın emrediidiği" ile ilgili babda
geçmiş bulunmaktadır. Doğruyu en iyi bilen şam yüce
Allah'tır.